Ceza Hukuku

Kasten Öldürme Suçu

Kasten öldürme Suçu yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. Maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Halk arasında cinayet davası, adam öldürme gibi isimlerle nitelendirilen suçun kanundaki karşılığı “Kasten Öldürme Suçu” olarak düzenlenmiştir.

Eski Türk Ceza Kanunu’muzda “Kasten adam öldürme suçu” olarak belirtilmiş ise de öldürme suçunun konusunu hem kadın hem de erkek olabileceği, “adam” sözcüğünün yaygın kullanımında erkeği ifade etmesi nedeniyle “kasten adam öldürme” olarak düzenlenmiştir.

Kasten öldürme suçunda soruşturma ve kovuşturma Re’sen yapılır. Yani şikayet aranmaz.

5235 sayılı kanun’un 12. Maddesi uyarınca, kasten öldürme suçundan açılan dava Ağır Ceza Mahkemeleri’ nde yargılaması yapılır. Görevli Mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir.

Kasten öldürme suçunun cezası Müebbet hapis cezasıdır.

Dava Zamanaşımı süresi 25 (yirmibeş) yıldır.

Kasten insan öldürme suçuyla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişinin “hayat (yaşam) hakkı” dır. Hayat hakkı sadece bireysel bir değer değildir. Aynı zamanda toplumsal bir değer olduğu için devlet tarafından korunmaktadır.

Devletin en temel görevlerinden birisi de toplumu oluşturan bireylerin yaşam (hayat) hakkını korumak olduğundan yaşam(hayat) hakkına ilişkin düzenlenen Kasten öldürme suçu diğer cezalara nazaran en ağır ceza yaptırımına tabi kılınmıştır.

Yasanın metni dikkate alındığında “insanı öldürmek”ten bahsedildiği için insan kavramı üzerinde durmak gerekiyor. Bu itibarla hayat (yaşam) dediğimiz zaman bir kişinin tam ve sağ doğumundan beyin ölümünün gerçekleştiği döneme ilişkin evreyi anlamamız gerekiyor.

Bu nedenle henüz doğmamış “cenin”e karşı işlenen ya da ölmüş bir kişiye karşı eylemler “kasten öldürme” suçunun konusunu teşkil etmemektedir. Bu durumda örneğimizde belirttiğimiz doğmamış cenin çocuk düşürme veya çocuk düşürtme suçunun konusu olabilir. Ölmüş bir kişiye ateşli silah ile ateş edilmesi halinde ise canlı olmadığı için işlenemez suçtan bahsetmek gerekir.

Kasten öldürme suçu açısından fail ve mağdur sıfatları aynı kişide birleşemez. Yani kişi kendisini öldürmeye (intihara) kalkışmış ise bu takdirde yine kasten öldürmeden bahsedilemez.

Kasten öldürme suçu serbest hareketli bir suçtur. Önemli olan hareket değil hareket sonucunda canlı bir insanın hayatının yok edilmesi, hayatını canlılığını yitirmesine neden olmasıdır.

Bir başka deyişle kasten öldürme suçunda önemli olan fail tarafından gerçekleştirilen eylem sonucunda sonuç olarak bir kişinin hayatını kaybetmesi koşulu aranır.

Bu suçun oluşması için ölümün hemen hareketin ika edildiği anda gerçekleşmesi gerekmemektedir. Ölüm, Fail tarafından eylemi gerçekleştirdiği anda ya da daha sonraki bir zamanda gerçekleşmesinin bu suç açısından önemi yoktur. Örneğin tabanca ile vurulan bir kişinin aylarca komada kaldıktan sonra ölmesi halinde ölüm sebebi ateşli silah olduğundan kasten öldürme suçu yine de oluşmaktadır.

Failin suç tanımında yer alan eyleminden dolayı cezalandırılabilmesi için kast veya taksirinin bulunması gerekir. Buna suçun manevi unsuru demekteyiz.

Kasten öldürme suçunda manevi unsur kasttır. Yani fail bilerek ve isteyerek mağduru öldürmek için hareket etmiştir.

Ancak burada kastın varlığı yeterli olup saik olup olmadığı suçun temel şekli için önemli değildir.
Saik suçun nitelikli ve daha fazla cezayı gerektirir halini oluşturmaktadır. Örneğin tasarlamak suretiyle, canavarsa hisle, ya da yakalanmamak amacıyla, bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle, kan gütme saikiyle, töre saikiyle suçun işlenmesi halinde kasten öldürmenin nitelikli halini oluşturacaktır.

Her bir olay açısından sanığın kastının varlığının tespiti ve bu kastının ölüm sonucuna yönelik olup olmadığının saptanması gerekir. Kast failin iç dünyasına ilişkin olduğundan burada yapılması gereken failin dış dünyaya yansıyan davranışlarından kastın bulunup bulunmadığını tespit etmektir. Bunun tespiti için failin olaydan öncesindeki, olay sırasındaki ve olaydan sonraki davranışları değerlendirilmelidir.

Kasten öldürme suçu bakımından bir çok hukuka uygunluk sebebi söz konusu olabilir. Hukuka uygunluk nedeni olarak, meşru müdafa, Kanunun Hükmünü yerine getirme, Amirin emrini yerine getirme, TCK 26/1. Maddesinde düzenlenen hakkın kullanılması hukuka uygunluk sınırlarının aşılmaması koşuluyla öldürme eylemini suç olmaktan çıkarır.

Kasten öldürme suçu teşebbüse müsait bir suçtur. Fail tarafından gerçekleştirilen eylemin Kasten Öldürmeye Teşebbüs olarak nitelendirilebilmesi için: failin kasten öldürmeye yönelik kastının bulunması, elverişli hareketlerle icraya başlanılmış olması ve kişinin elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamaması gerekir.

Kasten öldürme suçunun en önemli konularından bir tanesi de esasen budur.
Örnek vermek gerekirse (A) şahsı (B) isimli şahsa tabanca ile ateş eder. (B) şahsı yaralanır ancak ölmez. Yani Kasten öldürme suçu açısından gerekli olan ölüm sonucu oluşmaz. Burada eylemi gerçekleştiren (A), Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mı yoksa Kasten yaralama suçundan mı ceza alacaktır. İşte burada temel olan failin yaralama kastı ile mi öldürme kastı ile mi ateş ettiğinin belirlenmesidir.

Gerek doktrinde gerekse uygulamada iki kriterden yola çıkılarak failin kastı tespit edilmeye çalışılır.
Subjektif hususlar faili suç işlemeye yönelten sebep, failin mağdur ile ilişkisi, husumet olup olmadığı var ise niteliği gibi,

Objektif hususlar ise failin dışa yansıyan hareketleri ve olayın oluşu ile ilgilidir. Fiilin işleniş tarzı, suçta kullanılan vasıtanın niteliği, darbe adedi, darbelerin şiddeti, failin hedeflediği vücut bölgesi, failin suçtan önceki ve sonraki davranışları vs.

Her iki hususa ilişkin deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle failin kastının öldürmeye yönelik mi yaralamaya yönelik mi olduğu tespit edilmektedir.

Ancak burada şunu özellikle belirtmek isteriz ki kasten öldürme suçunda failin kastının tespitinde fail ve mağdur arasındaki ilişkiler belirleyici bir kriter değildir. Yani failin bir kişiyi öldürmesi için herhangi bir ilişkisinin bulunması gerekmeyebilir. Örneğin seri katil gibi sanığın karakter yapısı ile açıklanabilen öldürmelerde sanık ile mağdur arasında bir ilişki bulunmayabilir.

Kasten öldürmeye teşebbüs açısından belki de en önemli zorunlu unsur, failin elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Eğer fail ölüm sonucunu doğuracak eylemlerine devam etme imkanına sahip iken hareketlerine kendiliğinden son vermiş ise burada kasten öldürmeye teşebbüs değil kasten yaralama suçundan söz edilecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu